Sır

Bana öyle kelimeler verin ki,
Onları dizdiğimde birbiri ardına,
Tıpkı eski zamanların tılsımları gibi
Bitirebilsin aniden bütün kavgaları.
Hissettirsin bizi tüm kusurlarımızdan arındırarak
Tanrısal bir zerrecik gibi, bir an bile olsa.
Modası geçmiş, bir sinir hücresinden diğerine akmış, hayal edilmiş, rüyada belirmişleri istemiyorum.
Aradıklarım bir sır, yalnızca çoktan mumyalanmış bir ruhun mühürlediği…
Eflatun’a idelerini kusturacak laflar arıyorum, hafakanlar basarken yatağında.
Ölülere can, sağlara ölüm olsunlar.
Tutsaklara hürriyet, delilere akıl, akıllılara ise delilik…
Herhangi bir dilde bulunmayan, ama her dilde anlaşılan o sihirleri arıyorum.
İbrahim’in ateşine, Musa’nın yılanına, Nuh’un karısına tesir edecek olanları. Ebu Cehil’e, Firavun’a, Yusuf’un kardeşlerine…

Aradıklarım abı hayat, zümrüdüankanın göz yaşları. Ruh kızgın çöle vurunca fışkıran su.
Aradıklarım imkansızlık denizinin içinde mümkün olan adacıklar. Misâl âleminin fizik kuralları, araftakilerin uyandırılma fermanı.
Ya bana onları verin, ya da gelin beni de alın.

You may also like...